Samsun ve Gurur verici Ünlüleleri
Ahu Türkpençe: 02.01.1977 tarihinde Samsunda doğdu. Tiyatroya büyük bir haz duyan fakat 18 yaşına kadar tiyatro ile hiç uğraşmayan Ahu, bu yaşından sonra çok yakın bir arkadaşının yardımı ile Müjdat Gezen Sanat Merkezinin elemelerine girdi ve kazandı. Msm'ye girdikten sonra Yıldız Teknik Üniversitesindeki gördüğü Fizik eğitimini dondurdu. Msm'ye girdiği ilk sene dışarıda çalışılmasına izin verilmiyordu. Diğer senelerde Ahu "7 Numara" ve "Azad" gibi dizilerde oynadı. En son Bir İstanbul Masalında oynayan Ahu, bu dizi ile birlikte herkes tarafından tanınan ünlü bir kişiliğin sahibi oldu. İlk sinema filmi olan Neredesin Firuze ile de seyircilerin beğenisini topladı.
Ali Fuat Başgil: İlkokulu Çarşamba'da, Ortaokulu İstanbul'da bitirdi. Birinci Dünya Savaşı'nın başlaması sebebiyle lise tahsilini yarıda bırakarak yedek subay teğmen rütbesiyle askerlik görevine başladı. 4 yıl Kafkas Cephesi'nde savaştı. 1918'de Fransa'ya giderek Lise tahsilini tamamladı. 1921 yılında Paris'te Hukuk Fakültesi'nde üniversite tahsiline başladı. Boğazlar Meselesi konulu tezi ile Doktor unvanını kazandı. Ayrıca Paris Siyâsî Bilimler Yüksek Okulu ile Sorbon Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nin Felsefe Bölümü'nden diploma aldı. Lahey Devletler Hukuku Akademisi'nin kurslarına katıldı. Burayı bitirip sertifikasını aldıktan sonra 1920'de Türkiye'ye döndü. Millî Eğitim Bakanlığı Yüksek Öğretim Kurumu'na Genel Müdür Yardımcısı olarak tâyin edildi. 1930 yılında Ankara Hukuk Fakültesi'nde açılan imtihanı kazanarak Doçent oldu. Bir yıl sonra Profesörlüğe yükseldi. İstanbul Üniversitesi'nin kurulması üzerine Anayasa Hukuku derslerini okutmak üzere bu üniversiteye geldi. Bu görevi sırasında Mülkiye Mektebi'nde hocalık, İstanbul Yüksek İktisat ve Ticaret Mektebi'nde müdürlük yaptı. 1937'de Hatay Cumhuriyeti'nin Anayasası'nı hazırladı. 1939 yılında Ordinaryüs Profesör oldu. Türkiye'de ilk defa İş Hukuku derslerini ihdas etti, müfredat programını hazırladı ve hocalığını yaptı. 1938 - 1942 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı idi. 1947yılında Hür Fikirleri Yayma Cemiyeti'ni kurdu. 1952'de Pakistan'da, 1959'da Ürdün'de toplanan İslâm Kongreleri'nde ve 1959'da Almanya'da toplanan Hukuk Kongresi'nde Türkiye'yi temsil etti. Ordinaryüs Profesör Doktor Ali Fuat Başgil, hayatı boyunca ilmin haysiyetini ve şahsî vakarını korumasını bilmiş, bir Anayasa hocası ve hukuk adamı olarak gerektiğinde kanaatlerini sözlü ve yazılı olarak açıklamıştır. Siyâsî, sosyal ve hukukî sahalarda pek çok eser yazdı. Din ve laiklik konularındaki, 27 Mayıs İhtilâli hakkındaki görüşleri büyük ilgi uyandırmıştır.
Bedri Koraman: Bafra İlçesi'nde doğdu. İlköğrenimini Bafra'da yaptı. Bir süre İstanbul'da Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'ne devam etti. Aynı yıl dergi ressamlığı ve karikatürcülüğe başladı. Hafta, Tef, Vatan, Taş, Dolmuş, 41 Buçuk dergi ve gazetelerinde karikatürleri yayınlandı. 1951'de Deve adlı bir dergi çıkardı. Uzun yıllar Milliyet gazetesinde siyasal karikatürler çizdi. Daha sonra Güneş gazetesinde çalışmaya başladı. Yurt içinde ve dışında çeşitli sergi ve yarışmalara katıldı. İtalya Marostica, Yugoslavya Üsküp'te ve Sarajevo'da özel ödüller kazandı. Spor yazarları Derneği'nin Spor karikatürleri Yarışması'nda birincilik ve ikincilik ödülleri aldı.
Cemal Safi: 1938 yılında Samsun'da doğdu. Babası merhum Mehmet Safi, annesi merhume Ayşe Safi'dir. Öğrenimine Sakarya İlkokulu'nda başladı. Samsun Sanat Okulu'nda son verdi. Şiire ilgisi küçük yaşlarda başladı. Ancak 40 yaşına dek fazlaca dışa açılmadı. 1978 yılından sonra ismi değişik çevrelerde duyulmaya başladı. Başta sevgi olmak üzere hemen her konuda şiir yazmaktadır. Ayrıca taşlamaları geniş çevrelerde bilinip okunmaktadır. İlk şiirlerini Orhan Gencebay besteledi. 1990 yılında, Rüyalarım Olmasa, 1991 yılında, Vurgun adlı bestelerin güftekarı olarak iki yıl ard arda yılın şairi seçildi. 1990 yılında müzikli bir şiir kasedi çıkardı. 1993 yılına kadar yazdığı şiirleri, Vurgun adlı ilk kitabında yayınladı. İkinci şiir kitabı ise Sende Kalmış'tır. Şairin bu güne kadar 40 tanesi Orhan Gencebay tarafından olmak üzere, 150 civarında şiiri bestelendi. Şair, yaz aylarını geçirmekte olduğu Akçay'da her yıl Akçay Şairler ve Bestekârlar Festivali'ni organize ederek, şiire olan katkısını sürdürmektedir. Cemal Safi evli ve üç çocuk babasıdır. Eserleri: Şiirlerinin bir bölümünü topladığı, Vurgun (1978), Sende Kalmış (2000) ve Kıyamete Kırk Kala (2002) adlı kitapları yayımlandı.
Ece Erken: Aslen 11 Mayıs 1978'de Çorlu'da doğdu.Baba tarafı Samsun'ludur.Ece Erken şu anda(2009) 31 yaşındadır. Babası subay olduğundan dolayı Ağrı, Ankara, Kıbrıs gibi çeşitli yerlerde yaşadı. Beşiktaş Atatürk Lisesi'ni bitirdi ve Beşiktaş taraftarıdır. Tenis, binicilik, kar kayağı, araba sürmek, müzik dinlemek, sinemaya gitmek sevdiği faaliyetler arasındadır. Bir keresinde at kendisini kaçırdığından beri ata binmemektedir. Çok iyi derecede İngilizce bilir. Sunuculuk kariyerine 12 yaşında, Kıbrıs'ta Bayrak Radyo Televizyon'da başladı. Sonra sırasıyla; Ankara'da Radyo Vizyon'da ve Radyo Genç'te çalıştı. Ardından İstanbul'a geldi ve Kral TV'de işe başladı. Kral TV'den sonra ise, Metropol FM, Alem FM, Show Radyo ve son olarak Radyo Viva'da çalıştı. Televizyonculukta işe ilk Star kanalında başladı. Daha sonra, Kanal 6, Number One TV, Genç TV'de çalıştı. 4 yıl da Show TV'de program yaptı. 1 Eylül'de Tuncer Öztarhan ile evlendi.
Ferhan Şensoy: 26 Şubat 1951 tarihinde Samsun'un Çarşamba ilçesinde doğdu. Yazar, tiyatro oyuncusu ve yönetmeni. 1972'de gittiği Fransa'da Sahne Sanatları Yüksekokulunu bitirdikten sonra Magic Circus'da yönetmen yardımcılığı görevini üstlendi. 1975'te Türkiye'ye döndü ve Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu, Nisa Serezli-Tolga Askiner gibi topluluklarda çalıştı. Bilimum Haneler(1975), idi Amin-Avanta Lavanta (1976), Dur konuşma sus söyleme(1977), Bizim Sınıf (1977) gibi oyunları Devekuşu Kabare, Ali Poyrazoğlu, Tuncay Özinel tiyatrolarında sahnelendi. Şensoy bu dönemde televizyonlardaki skeçleriyle de geniş bir izleyici kitlesine ulaştı. 1978-79'da Ayfer Feray Topluluğuyla turnelere çıktıktan sonra 1980'de Yapı Endüstrisi Merkezinde Ortaoyuncular topluluğunu kurdu. O yılın sonunda küçük sahneye geçen topluluğuyla, beş yıl süreyle oynanan Sahları da vururlar, Kahraman bakkal süpermarkete karşı, Kiralık oyun, Anna'nın yedi ana günahı, içinden tramvay geçen şarkı, Ferhangi şeyler, İstanbul'u satıyorum, Kiralık Padişah gibi kendi yazdığı oyunları sahneledi ve oynadı. Şubat 1987'de Muzir müzikal oyunu, Egemen Gösteri Merkezinde (eskiden Şan Tiyatrosu'ydu) çıkan kuşkulu bir yangın sonucunda yapı kullanılmaz hale geldi. Keşanlı Ali Destanı'nı sahneledi. Bu arada Kel Hasan'dan, İsmail Dümbüllü'ye, ondan da Münir Özkul'a geçen simgesel kavuğu Özkul, Şensoy'a devretti. Sensoy eski ses tiyatrosunu düzenleyerek, Ses 1885 adıyla yeniden gösterilere açtı. Sensoy yazdığı ve sahnelediği sıradışı oyunlarda daha çok dil inceliklerine dayanan mizah öğelerini kullanarak güncel konulara eleştiriler getirmiştir. Geleneksel Türk tiyatrosundan epik tiyatroya kadar çeşitli üsluplardan izler taşıyan bu çalışmalarıyla 20. yüzyıl sonlarında Türk tiyatrosunda kendine özgü bir yer edinmiştir.
Gökhan Gönül: Futbola amatör olarak Bursa Yolspor'da başlamıştır. Üç sene Bursa takımının formasını giyen Gökhan Gönül 2002 yılında Gençlerbirliği'ne transfer olarak profesyonelliğe ilk adımını atmıştır. Gençlerbirliği'ne transfer olduktan sonra son 5 sezonu Gençlerbirliği OFTAŞ'ta kiralık olarak geçiren Gökhan Gönül 95 kez profesyonel müsabakaya çıkmış 16 gol atmıştır. 2007-2008 sezonunda Gençlerbirliği OFTAŞ'tan Fenerbahçe'ye transfer olmuştur. İlk Milli Maçını 17 Kasım 2007 tarihinde Norveç'e karşı oynamıştır ve 1 Asist yapmıştır. 2008 Avrupa Şampiyonası aday kadrosunda yer almıştır. Ancak şansız şekilde sakatlanmış yinede Fatih Hoca kadroda bulunacak demiştir ama sakatlığı şampiyona boyunca süreceği açıklandıktan sonra istemeden de olsa kadrodan çıkartılmıştır.
Hikmet Karagöz: Karikatürist, tiyatro sanatçısı. Samsun'un Vezirköprü İlçesi'nde doğdu. İlk ve ortaöğrenimini İstanbul'da yaptı. 1964'te Ulvi Uraz Tiyatrosu'nda sahneye çıktı. Daha sonra çeşitli tiyatrolarda çalıştı. 1970'te sokak karikatürcülüğüne başladı. Uzun süre tabelacılık yaptı. Karikatür sergi ve yarışmalarına katıldı. 1979'da İnşaat Mühendisleri Odası'nın "Çevre Sorunları" konulu yarışmasında ikincilik ödülü aldı.
İsmet Yazıcı Emir: 1963 yılında Samsun’da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Samsun’da tamamladı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi Radyo Televizyon Bölümü’nden mezun oldu. Aynı bölümden 1996 yılında master derecesini aldı. “Kitle İletişiminde İmaj” başlıklı tezi, 1997 yılında Bilim Yayınları tarafından yayımlandı. İkinci basımı 2003 yılında İm Yayınları tarafından gerçekleştirildi. İkinci kitabı olan “Bilincin Haritası” yine 2003 yılında İM Yayınları tarafından yayınlandı.
Levent Kırca: Levent Kırca, 1948’de Samsun'da doğdu. İlk kez sahneye çıkışı 1964 yılında Ankara Devlet Tiyatrosu’nda gerçekleşti. Maltepe Komedi Tiyatrosu, Orhan Erçin Tiyatrosu, Ankara Birlik Sahnesi ve Halk Oyuncuları’nda görev aldı. Daha sonra televizyona geçiş yapan Kırca, birçok dizinin yapımcılığını üstlendi, aynı zamanda bu dizilerde rol aldı. Bunlar; "Sağlık Olsun", "Ne Olur Ne Olmaz", "Nasreddin Hoca Oyun Treni", "Siz Olsaydınız Ne Yapardınız?", "Bu Oyun Nasıl Oynanmalı?" idi. 1978 yılında sinemaya “Altınşehir” adlı filmle el attı. 1979’da “N’olacak Şimdi?” adlı filmde oynadı. Bunun ardından "Mavi Muammer" (1985), "Ölürsün Gülmekten" (2000), "Son" (2001), "Şeytan Bunun Neresinde” (2002) ve "Kendini Bırak Gitsin" (2004) geldi. Yine 2004’te "Ağa Kızı adlı dizide oynadı. Bu filmlerde rol almasının yanısıra “Son” filminin senaryosunu yazdı, aynı zamanda "Son" ve "Şeytan Bunun Neresinde" filmlerinin yönetmenliğini üstlendi. 2006 yapımı “Reyting Kasabası” filmini de yönetti.
Mahir Çayan: Mahir Çayan, 15 Mart 1945 tarihinde Samsun'da doğdu. Sırasıyla, Üsküdar Halil Güçlü İlkokulu, Paşakapısı Orta okulu, Haydarpaşa Orta okulu, Haydarpaşa Lisesi'nde okudu. Lise eğitimini tamamladıktan sonra, bir süre Tıp ve Hukuk Fakültelerine devam etti ve son olarak Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde okudu. Siyasal Bilgiler Fakültesindeki öğrenciliği sırasında bir süre Fikir Kulübü'nün çalışmalarını izleyen Mahir Çayan, 8 Kasım 1965 günü üyeliğe girdi. 23 Aralık 1965 günü yapılan genel kurulda ikinci başkanlığa, Ocak 1966'da ise başkanlığa seçildi. 1970'lerde gelişen DEV-GENÇ Hareketi içerisinde yetişen Mahir Çayan, bu hareket içinde fılizlenen, Devrimci Hareket'in teorisyeni ve önderi oldu. 1969 ortalarında filizlenmeye başlayan ve 1970'in ikinci yarısında netleşen THKP-C'nin kurucusu ve yöneticisi oldu. Ülkemiz solunun, geleneksel, revizyonist kalıplarının parçalanmasında ve ülkemizde proleteryanın bağımsız siyasi eyleminin yaratılması doğrultusundaki gelişmelerde önemli bir rol oynadı. Türkiye Devrimi hakkındaki tespitleri Devrimci Yol'a ışık tuttu. Ocak 1972'de THKO ile ortak eylem kararı alarak arkadaşları ile birlikte Fatsa'ya geçti. Mart 1972'de Ünye radar istasyonunda çalışan 2 İngiliz 1 Kanadalı teknisyeni kaçırdı ve karşılığında THKO (Türkiye Halkın Kurtuluş Ordusu) önderleri Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ın serbest bırakılmasını istedi. Niksar'ın Kızıldere Köyü'nde muhtarın evinde askerler tarafından ablukaya alındı. Görevli komutanın megafonla yaptıgı teslim olun ihtarlarına devrimci sloganlarla karşılık verdi. Evi sarmış olan askerler ile silahlı çatışmaya girdi ve çatışma sonunda ölü ele geçirildi (30 Mart 1972).
Mehmet Aslantuğ: 25 Eylül 1961 yılında, Samsun'da, Çiftçi bir ailenin 5. ve son çocuğu olarak doğdu. İlk-Orta ve Lise eğitimini orada tamamladı. Oyunculuğa, Tiyatro alanında ve tümü öğrencilik yıllarında olmak üzere 'deneme sahneleri'nde başladı. 1986 yılında, İktisadi İdari Bilimler Fakültesi/İşletme Bölümü eğitimini bırakarak profesyonel oyunculuğa geçti. 1992 yılında kendi yapım şirketini kurdu. Prodüksiyon ve prodüksiyon sonrası süreçler için, yapımevi bünyesinde teknik altyapı oluşturdu. 1996 da Arzum Onan'la evlendi. Son sekiz yıl, özel televizyon kanalları için seri dramalar hazırladı; Yapımcı ve Oyuncu olarak çalıştı. 'Can' adında bir oğlu var.
Mehmet Özdilek: Samsun'da 1966 yılında doğan Mehmet Özdilek, futbola Samsun Ladikspor'da başladı. Amatör olarak burada oynarken 2. ligde mücadele eden Kahramanmaraş Spor Kulübü'ne transfer oldu. Çok başarılı bir sezon geçirerek takımının 1. lige çıkmasında büyük pay sahibi oldu. Oyun stili ile dönemin Belçika'lı yıldız futbolcu Enzo Scifo'ya benzemesi nedeniyle kendisine bu futbolcunun adı antrenörü tarafından lakap olarak takıldı ve futbol hayatı boyunca "Şifo Mehmet" olarak anıldı.
Murat Karayalçın: 1943 yılında Samsun'da doğan Karayalçın, ilk ve orta öğrenimini Ankara Mimar Kemal İlkokulu ve Ortaokulunda, Lise öğrenimini ise Ankara Gazi Lisesinde yapmıştır. ODTÜ'de 1963-1964 döneminde İngilizce hazırlık eğitimi gördü, 1964 yılında girdiği Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat-Maliye Bölümünden 1968 yılında mezun oldu. DPT'de uzman yardımcısı ve uzman olarak çalıştı, İngiltere'de kalkınma ekonomisi üzerine lisans derecesi aldı. 1978 - 1979 yıllarında Köy İşleri Bakanlığında Müsteşar Yardımcılığı görevini yürüttü. Kent-Koop'un kurucuları arasında yer alan Karayalçın, Kent Koop'ta sırasıyla mali sekreterlik, genel sekreterlik ve 1981 yılından 1991 yılı Mayıs ayına kadar da Genel Başkanlık görevlerini üstlendi. Karayalçın, 1986-1987 yılları arasında Uluslararası İskan Konseyi Yönetim Kurulu üyeliği, kurulduğu tarih olan 1988 yılından 1993 yılı Eylül ayına kadar da kısa adı TÜRKKENT olan Türkiye Kent Kooperatifleri Merkez Birliği'nin Genel Başkanlığı görevlerini sürdürdü. 1986 yılında İngiltere'de Dünya Konut Yılı Ödülünü alan Karayalçın, aynı yıl Nokta Dergisi tarafından yılın işadamı seçildi. 1987 ve 1991 yıllarında Türkiye'nin dış tanıtımına yaptığı katkılar nedeniyle TÜTAV ödülüne, 1993 yılında Fransız Hükümeti tarafından Legion d'honneur nişanına layık görüldü. 26 Mart 1989 tarihinde yapılan yerel seçimlere önseçimi kazanarak Sosyal Demokrat Halkçı Parti'nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olarak giren Karayalçın, seçildiği bu görevini Eylül 1993 tarihine kadar sürdürdü. Karayalçın Sosyal Demokrat Halkçı Parti'nin 11-12 Eylül 1993 tarihinde yapılan 4. Olağan Kurultayında Genel Başkan seçildi, T.C. 50. Hükümetinde Başbakan Yardımcısı, Devlet Bakanı ve Dışişleri Bakanı olarak 1994 - 1995 tarihleri arasında görev yaptı. 18 Nisan 1999'da yapılan yerel seçimlerde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na adaylığını koydu fakat kazanamadı. Haziran 1999'da CHP kurultayında başkanlığa adaylığını koydu fakat burada da başarısız oldu. Daha sonra CHP'den istifa etti ve Fikri Sağlar ile birlikte Solda yeni bir oluşum için yola koyuldu. Mayıs 2002'de SHP adında yeni bir parti kurdu.
Neyzen Tevfik: 24 Mart 1879'da Bodrum'da doğdu. Tam adı Tevfik Kolaylı'dır. Aslen Samsun Kolay'lıdır. Babasının görevli bulunduğu Urla kasabasında amatör bir neyzenden nota ve usul bilgileri öğrenerek başladığı ney çalışmalarını kendi kendine ilerletti. İzmir İdadisi'ne girdiyse de bitirmeden ayrıldı. Bu arada gene kendi kendine Farsça öğrendi. İzmir Mevlevihanesi'ne girdi. Daha sonra İstanbul'a yerleşerek Galata ve Kasımpaşa Mevlevihanelerine devam etti. Bir yandan da şiirle ilgileniyordu. Eşref'le ve Mehmet Akif'le tanıştı ve şiir konusunda her ikisinden de etkilendi. 1908'den sonra bir süre Mısır'da bulundu 1913'te İstanbul'a döndü. Neyzen Tevfik genellikle toplum kurallarına uymadan yaşamını sürdürmüştür. Sazını bir geçim kapısı haline geçirmemek için direnmiş, yalnızca içinden geldiği zaman ney üflemiştir. Neyzenliğini geliştirmek kaygısı duymamış, sanat değeri kalıcı bir müzikçi olmak için uğraşmamıştır. Neydeki başlıca ustalığı sazı iyi üflemesiydi. Belirli müzik kurallarının dışına çıkar, ama hep duyarak çalar ve dinleyenleri etkilerdi. Kendi açıklamasına göre yüze yakın plak doldurmuştur. Neyzenliğinin yanı sıra adını yergi ve taşlamaları ile de duyurmuştur. Bazı eleştirmenlere göre bu türün Nef'î ve Eşref'ten sonra üçüncü önemli temsilcisi sayılır. 28 Ocak 1953 'de İstanbul'da öldü.
Orhan Gencebay: 4 Ağustos 1944 yılında Samsun’da doğan Gencebay, müzik hayatına 6 yaşında iken klasik batı müzikçisi Emin Tarakçı Hoca'dan keman ve mandolin dersleri alarak başladı. Bir sene sonra yedi yaşında iken, kemandan sonra bağlama ile tanıştı. 12 yaşına geldiğinde ise diğer enstrümanlarla beraber tamburu da basarili bir şekilde çalıyordu artık. Konservatuar sınavlarına giren sanatçı, sınavları kazandı ancak fazla devam etmedi ve ayrıldı. Ardından 20 yaşında, Ankara’ya gelerek Ankara Radyosu sınavlarına da girdi ve bu sınavları da kazandı. Fakat bu sınavdan sonra usulsüzlük yapıldı diye radyodan ayrıldı. İki yıl sonra İstanbul Radyosu'nun sınavlarına girdi ve bu sınavları da kazandı. 10 ay TRT'deki görevine devam etti ve kendi isteğiyle ayrıldı. TRT'den ayrıldıktan sonra babasının da islerinin bozulması üzerine yeniden Samsun'a dönen Gencebay, çalışmalarını bu kez İstanbul Plakçılar Çarşısı’nda yoğunlaştırdı. Söz yazarı, besteci, yorumcu, bağlama sanatçısı olarak zirveye doğru uzanan basamakları bir bir çıkmaya başladı. Basarili sanatçı henüz şarkıcı olarak tanınmadan önce de bir çok bestesiyle şöhret oldu. "Sevemedim Kara Gözlüm", "Koca Dünya", "Sabır Taşı" adli besteleri, besteci Orhan Gencebay'ın tanınmasına yetmişti. Hatta "Sevemedim Kar Gözlüm" adlı bestesi rekor kirdi ve 45 sanatçı tarafından plak yapıldı. Gencebay, ses sanatçısı olarak adini ilk kez "Başa Gelen Çekilirmiş" adli 45'lik plağı ile duyurdu ve hemen ardından "Derdim Dünyadan Büyük" adli plağı geldi. 1969 yılında "Bir Teselli Ver"'in satışını katlayarak kırdığı rekor nedeniyle çalıştığı plak şirketi tarafından "Altın Taç" ile ödüllendirildi. 1978 yılında yaptığı "Yarabbim" adli plağı yurt içinde ve dışında yaptığı satışlarla rekor kırdı. 1971 yılında İstanbul Plak'a ortak oldu ve ilk plaklarının büyük çoğunluğu bu firmadan çıktı. Sanatçı, daha sonra Yasar Kekeva ile ortak olarak Kervan Plak şirketini kurdu ve kardeşi Burhan Gencebay ile birlikte çalışmalarını burada sürdürmeye başladı. Yasar Kekeva, Kervan Plak'tan ayrılıp kendi adini verdiği plak şirketini kurunca, Orhan Gencebay çalışmalarını kardeşinin ortaklığıyla Kervan Plak’ta sürdürmeye başladı. 1000’e yakın bestesi bulunan ve 400’ünü kendi sesiyle seslendiren sanatçı, 35 tane Yeşilçam filminde rol aldı. Orhan Gencebay'ın ilk evliliğini yaptığı Azize Gencebay'dan Altan adında bir oğlu dünyaya geldi. Ancak daha sonra Azize Gencebay’dan boşanan sanatçı, 1974 yılından beri Sevim Emre'yle birlikte hayatini sürdürüyor.
Orhan Hakalmaz: Bayburt kökenli olan Orhan Hakalmaz , 10 Kasım 1964'de Samsun'da doğdu. Müziğe olan ilgisi çok küçük yaşlarda başladı ve 6 yaşında bağlama çalarak sanat hayatına başladı. İlkokulu Samsun'da okuyan sanatçı, sekiz yaşında katıldığı Karadeniz Altınses Yarışmasında birinci oldu. On iki yaşında da İstanbul Radyosu amatör ses sanatçılığını kazandı ve bant yapma izni verildi. Bir çok kez TRT İstanbul Radyosunda "Çocuk Saati" adlı programa katılıp türkü söyleyip, bağlama çaldı. 1977 yılında İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuarı giriş imtihanlarını kazanarak öğrenimine başladı. Konservatuarda Nida Tüfekçi'nin öğrencisiydi. Aynı zamanda TRT İstanbul Radyosunda akitli sanatçı olarak göreve başladı. Yaklaşık iki sene çalıştı. 1988 yılında on bir senelik eğitimini bitirip mezun oldu ve aynı yıl İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuarı'nda öğretim görevlisi olarak göreve başladı. 1991 yılında İTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü THM Alanında yüksek lisans yaptı ve tez olarak "Ege Bölgesi Ağır Zeybeklerin İncelenmesi" adlı çalışmayı sundu. 1994 yılında İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuarı Korosunda şef yardımcılığı, daha sonra şeflik yaptı. TRT Radyosunun ve Devlet Konservatuarı'nın T.H.M. konserlerinde solist, korist ve bağlama sanatçısı olarak yer aldı. 2000 yılında İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuarı'ndaki görevinden ayrıldı.
Sabri Sarıoğlu: 26 Temmuz 1984 yılında Samsun'un Çarşamba ilçesinde doğmuştur. Şu anda Galatasaray'da futbol oynamaktadır. 2006-2007 Liverpool-Galatasaray Şampiyonlar Ligi maçında gerek hızı, gerek top kapışı, gerek ortaları, gerek asisti ile İspanyollar ve İngilizlerin dikkatini çekmiştir. Geleceğin yıldız adayları arasında gösterilen Sabri daha sonra oynadığı lig maçlarında kendini geliştirdiğini göstermiştir. Bursaspor maçında son dakikalarda 86 metre sürdüğü topu kaleci Ömer'in üzerinden aşırtıp attığı golle dünya medyasının bile ilgisini çekmiştir. Sabri Sarıoğlu güçlü fiziği ve hızıyla Milli Takımda da görev almaktadır. 26 Ocak 2008'de Feldkamp tarafından Galatasaray futbol takımının kadrosundan çıkartılmıştır. 07 Şubat 2008'de Sabri'nin Feldkampdan özür dilemesiyle tekrar kadroya girmiştir.
Sagopa Kajmer: Asıl adı Yunus Özyavuz olan Sagopa Kajmer, 1978 Samsun doğumludur. Sagopa Kajmer müzik yaşantısına kişisel merakının ardından, Samsun’da yerel bir radyoda Dj Mic Check adıyla dj lik yaparak başladı. Öğrenim hayatında ise 1997 yılında İstanbul Üniversitesi Fars Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü kazandığı için İstanbul ‘a geldi. İstanbula geldilten 1 yıl sonra ise, 1998 yılında underground rap oluşumu olan Kuvvetmira’yı kurdu. 1999 yılında Silahsız Kuvvet’ mahlası ile bir toplama albüm çıkarttı. Tüm rapperların yer aldığı bu albümde en fazla dikkati çeken kişi Silahsız Kuvvet oldu.2001 ve 2002 yıllarında Silahsız Kuvvet, Sözlerim Silahım ve İhtiyar Heyeti adlı albümleri çıkardı.
Senai Demirci: Tıp doktoru, yazar, radyo ve televizyon programları yapımcı ve sunucusu. 1964'de Samsun'un Terme ilçesinde dünyaya geldi. Samsun'da başladığı tıp öğrenimini İstanbul'da sürdürdü ve 1990 yılında Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni bitirdi. Evli ve üç çocuk babasıdır. Sağlık Ocağı, Yaşama Gücü ve Yürüyüşler, Ramazan Sevinci adlı televizyon programlarının yapımcılığını ve sunuculuğunu ve çeşitli radyo programları yaptı. Zafer dergisi ve dualar.com sitesinde makaleleri yayınlanmaktadır. Ondan fazla kitabı yayınlanmıştır. Engin Noyan tarafından seslendirilen '99 Esma 99 Dua' adlı eseri bunlar arasında en tanınmışıdır.
Sadi Celil Cengiz: 1983 yılında Samsun'a bağlı Çarşamba ilçesinde dünyaya geldi. Ordu Fen Lisesi'nden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi'ni bitirdi. Bir süre gümrük memurluğu yapmıştır. Ordu Fen Lisesi'nden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi'ni bitirdi. 2007-2008 yıllarında personel asteğmen olarak askerliğini tamamladı.Bir süre gümrük memurluğu yapmıştır. Çarşambaspor'un eski teknik direktörü Cemil Cengiz'in oğludur. İşler Güçler adlı televizyon dizisinde aldığı rolle dikkatleri çekmiştir.
Tunju Çolak: 1963 Samsun doğumlu futbolcu. Türkiye Birinci Futbol Liginde bir sezonda en çok gol atan futbolcudur. Futbola Samsun Yolspor'da başladı daha sonra Samsunspor'da iki defa gol kralı oldu (1985-1986, 1986-1987). 1987 yılında da Galatasaray'a transfer oldu. Galatasaray formasıyla 1987-1988 sezonunda 39 gol ile üçüncü defa gol krallığına ulaşırken hem Metin Oktay'a ait bir sezonda atılan en çok gol rekorunu kırdı, hem de Avrupa'da da en çok gol atan futbolcu oldu. 1988-1989 sezonu Şampiyon Kulüpler Kupası'nda yarı final oynayan Galatasaray'ın kadrosunda bulunan Tanju, Neuchatel, Xamax ve Monaco'ya attığı gollerle takımı sırtlayan oyuncu oldu. 1990-1991 sezonunda dördüncü gol krallığına ulaştı Çolak ve bu kariyerinin zirve noktası oldu. 1991-1992 sezonunda Fenerbahçe'ye transfer oldu. 1992-1993 sezonunda beşinci ve son kez gol kralı oldu. Yavaş yavaş kariyeri gerilemeye başlayan Çolak bir süre 2. ligde İstanbulspor'da forma giydikten sonra otomobil kaçakçılığı sonucu hapis cezası alması yüzünden, 1994'te mecburen futbolu bıraktı.
Ufuk Özkan: Aslen Tekkeköy, Samsun'ludur. Samsun'un Tekkeköy ilçesinin Hamzalı Köyündendir. Samsun Belediye Konservatuarı Tiyatro Bölümünden mezun olmuş ve İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümünden de 2001 yılında mezun olmuştur. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarında oyuncu olarak çalışmıştır. Tiyatro Kılçık İle 3 yıl Kabare Tiyatrosu yapmıştır. 2003 yılında BKM’de “Ölümsüz Aşk” dizisinde başrol de yer aldı.Asuman Dabak Tiyatrosu'nda da oyunculuğunu sahnelemiştir. Almanca ve İngilizce bilmektedir. "Geniş Aile" dizisinde "Cevahir" karakterinde rol almıştır. Nazan Güneş ile evlidir. Eren adında bir oğlu vardır.
Vedat Türkali: Samsun'da doğdu. Asıl adı Abdülkadir Pirhasan'dır. Ortaöğrenimini Samsun Lisesi’nde, yükseköğrenimini askeri öğrenci olarak İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde tamamladı (1942). Maltepe ve Kuleli Askeri Liselerinde edebiyat öğretmenliği yaptı. 1951'de siyasal eylemlerde bulunmakla suçlandı ve tutuklandı. Askeri mahkeme tarafından dokuz yıl hapis cezasına çarptırıldı. Yedi yıl sonra koşullu olarak serbest bırakıldı. Edebiyata şiirle başlayan Türkali, cezaevinden çıktıktan sonra senaryo yazarlığı ve film yönetmenliği yaptı. Dallar Yeşil Olmalı adlı oyunuyla 1970 TRT Sanat Ödülleri Yarışması'nda Başarı Ödülü, Bir Gün tek başına adlı romanıyla Milliyet Yayınları 1974 Roman Yarışması'nda Birincilik kazandı. Aynı yapıta 1977'de Orhan kemal Roman Armağanı da verildi. Rıfat Ilgaz'la birlikte Gar Yayınları'nı kurdu. 1960'ta Dolandırıcılar Şahı ile ilk senaryo denemesini yaptı. Otobüs Yolcuları, Üç Tekerlekli Bisiklet, Karanlıkta Uyuyanlar gibi önemli filmlerin senaryolarını yazdı. 1965'te senaryosunu yazdığı Sokakta Kan Vardı ile yönetmenliği de denedi. Kurgusu, anlatım tekniği ve gerçekçi yaklaşımıyla çağdaş edebiyatta bir aşama olarak nitelendirilen Bir Gün Tek Başına'yı Mavi Karanlık izledi. Yeşilçam Dedikleri Türkiye ve Tek Kişilik Ölümle roman uğraşısını sürdürdü.
Vüs'at O. Bener: 1922'de Samsun’da doğdu. İlk, orta öğrenimini Anadolu’nun çeşitli kentlerinde tamamladı. 1941'de Harbiye Mektebi'ni, 1957'de Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Ticaret Bakanlığı'nda raportör, Karayolları Genel Müdürlüğü'nde hukuk müşaviri olarak çalıştı. Ayşe Bener`le evlendi. Bir sendikanın danışmanlığını yürüttü. Emekliye ayrılıp yazarlıkla geçindi. 1950'de New York Herald Tribune gazetesi ile Yeni İstanbul gazetesinin birlikte düzenlediği öykü yarışmasında "Dost" isimli öyküsüyle üçüncülük kazandı. Bu başarı tanınmasını sağladı. Seçilmiş Hikayeler, Varlık, Yeditepe dergilerinde yayınlanan şiir ve öyküleriyle dikkat çekti. 1 Haziran 2005 tarihinde hayatını yitirdi.
Yaşar Doğu: Ünlü Türk güreşçisi Yasar Doğu, 1913 yılında Samsun'un Kavak ilçesine bağlı Karlı köyünde doğdu. Babasının vatan görevi esnasında şehit düştüğü haberi gelince dedesinin köyü olan Emirli'de büyüdü. Güreşe orada başladı. 1938 yılında Ankara'da askerliğini yaparken minder güresine çıktı. Bir yıl içinde milli takıma yükseldi. 12 yıl süreyle (1939-1951) Ay-Yıldızlı mayo altındaki yerini muhafaza etti. Bu süre içinde katıldığı 7 şampiyonanın 6'sinda şampiyonluğu kazandı.1961'de Ankara'da vefat etti. Kabri oradadır. Aslen Kafkas Türklerindendir. Ecdadı Samsun'a muhacir gelmişti. Daha önce bebek sayılabilecek çağda iken cepheye giden babasının şehit düştüğü haberi gelmiş, bu yüzden annesiyle birlikte dedesinin köyü olan Emirli'ye göç etmek zorunda kalmıştı. Çocukluğunun geçtiği bu köyde güreşe başladı ve daha delikanlılığın eşiğinde iken yaman bir karakucak güreşçisi olarak adını bütün çevreye duyurdu.
Yıldıray Çınar: 1940 yılında Samsun'da doğmuştur. Babası, halk tarzında güfte yazarı idi, oğlunun da müzikle uğraşmasını isterdi. En büyük ideali de oğlunun, oturdukları Samsun 19 Mayıs mahallesinin camiinden ezan okumasıymış. Yıldıray Çınar, İlkokul 2. sınıfta saz çalmaya başlar, ilk konserini ilkokul bitimine verir. Daha sonra sanat enstitüsüne başlar. Okuldaki müsamerelerde konserler verir. Bu arada da saz yapmaya başlar okulun marangozhanesinde. İkinci sınıfta ilk sazını yapar. Samsunlu saz yapım ustası Ömer Sinop'un yanında bir süre çalışır. Bu sıralarda her delikanlı gibi aşık olur Yıldıray Çınar ve sevdiği bu kız yüzünden Samsun’dan ayrılarak İstanbul'a gelir. İstanbul'a geldiği tarih 1957'dir ve ilk işi yaşını büyütmek olur. O yıllarda devre kaybı gidenleri ''ceza olsun'' diye en uzun süreli vatani görev olan bahriye sınıfına vermektedirler. Yıldıray Çınar'da yaşını büyütünce devre kaybı gider ve askerliğini bahriyeli olarak yapar. Kendini çok sevdirir. Bu sıralarda görev yaptığı Gölcük'te Deniz Fabrikaları Genel Müdürlüğünü Erkut Taçkın'ın babası Namık Taçkın Paşa yapmaktadır. Namık Taçkın Paşa çok sever bu türkücü genci. Zaten bu sıralarda Erkut Taçkın'da yeni yeni müziğe merak sarmıştır. Yıldıray Çınar'la birlikte müzik çalışmaları yaparlar. Çalıştıkları müzik türleri ayrıdır fakat ikisi kafa kafaya vererek Orduevinde konserler düzenlerler. Namık Paşanın da yardımları çok büyüktür. Bir seferinde, zamanın Demokrat Parti Milletvekili Ethem MENDERES, SEKA Kağıt Fabrikasına ziyarette bulununca, Namık Paşa, burada bir gece tertipleme görevini Yıldıray Çınar'a verir. Bu Yıldıray için büyük bir başarı olur. Daha sonra, Başbakan Adnan Menderes İspanya gezisine çıkar. Geziye çıktığı Giresun ve Gemlik adlı muhriplerden birinde de Yıldıray Çınar bulunmaktadır.Bu göreve özel izinle getirilmiştir. Görevi ise, aralarında telsiz-hoparlör bağlantısı bulunan iki muhripteki erlere moral vermektir. Bu gezi sırasında. Başbakan ona ''hiç radyoyu denedin mi'' diye sorar. Denememiştir, fakat askerde bulunduğu üç yıl içinde kendini radyo imtihanlarına hazırlamıştır. Vatani görev biter ve Yıldıray Çınar tekrar Samsun'a döner. 1959 yılının Mayıs ayında Atatürk’ün Samsun'a çıkışı dolayısıyla Samsun’dan Ankara'ya gönderilir saz çalmak için. Burada. kendi yaptığı sazla kendi bestesini okur. "Yare Pazen Biçemedim" adlı beste çok tutulur. Samsun'a döner ancak bir iş kurması gerektiğine karar verir. Mandolin, gitar, bağlama tamir ve satışı yapan bir dükkan açar, ayrıca saz dersleri de verir. Yıl 1960, İstanbul radyosunda imtihan açılmıştır. Fakat bu imtihan profesyoneller için olduğundan bazı eksiklikleri olduğunu görür. Zaten sınavı da kazanamamıştır. Tekrar dükkanına döner. Profesyonel olabilmek için, 1962 yılına kadar Osman Özdenkçi'den ders almaya devam eder. 1962 yılında Ankara Radyosunda açılan sınavı kazanır. Ankara Radyosunun ve Türkiye'nin en sevilen sanatçılarından biri olur. Hayalleri gerçek olmuştur. İlk sahneye 1965 yılında Güney Park Gazinosunda çıkar. İlk turnesini de aynı yıl yapar. Radyo programları ve Gazino çalışmalarının yanı sıra "Aman Dünya Ne Dar İmiş" filmini çevirir. Film çalışmalarına aralıksız devam eder. Radyo programları, yurtdışı turneleri, plak ve film çalışmalarını bir arada 1980-85'lere kadar devam ettirir. 1985-1990’lardan itibaren yalnızca film çalışmalarına ağırlık verir ve son yıllarda ise hiçbir faaliyet ve çalışma içerinde olmadığı görülür. Bu güne kadar yaklaşık 40'a yakın film çevirmiştir. 1969 yılında Şirvan ve Sarı Kurdelem Sarı,1970 yılında Cemo, "Çarşambayı Sel Aldı", 1971 yılında "Elvan ve Allı Turnam", l974 "Emrah", 1977 "Eşref", 1983 "Çoban Yıldızı", 1986 "Suçlu Kim?", 1989 "Tecelli" çevirdiği filmlerinin bazılarıdır. İlk TV programına 1968 yılında çıkar. Seyrek de olsa sonraki yıllarda TV programlarına çıkmıştır. Kendi halinde ve sessizlikten hoşlanan bir yapıya sahip olduğundan, genellikle medyada yer almamış, ortalıkta pek görünmemiştir. Tüm sevenlerinden ve hayranlarından uzaklaşmış ve hayallerde bir ünlü Yıldıray Çınar olarak yaşamını sürdürmektedir. Daha önceden kemik erimesi hastalığının başlangıcı görülmesine üzerine sanatçımız Samsun'a memleketine yerleşerek kapalı bir hayat sürdürmeye çalıştı sanatçı dostlarının onu yalnız bırakmaması ona hayata bağlayan tek olaydı. İtalya'dan beklenen haber geldi aslında felce çözüm olacak bir panzehir elde edilmişti. Deneyleri sürüyordu ama gelin görün ki saygıdeğer sanatçımızın bu tedaviyi görmeye ömrü yetmedi ve 29 Mayıs 2007 tarihinde aramızdan ayrıldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder